Geleneksel Türk mutfağının en çok tüketilen ürünlerinden biri olan kuru fasulye, vitamin, mineral açısından oldukça zengin bir bakliyat. Yüksek lif, protein, demir, potasyum ve magnezyum içeriğiyle öne çıkan kuru fasulye genellikle pilav ve yoğurt ya da cacıkla tüketilir. Aslında bu üçlünün bir araya gelmesi, fasulyenin sağlık etkisini artıran bir unsur.
Kuru fasulyenin faydaları
Baklagiller, başlıca karbonhidrat, protein ve posa içerirler, yağ içerikleri ise düşüktür. Çinko ve folat gibi minerallerin de iyi kaynağı olan baklagiller demirin bitkilerde bulunan formunun da zengin kaynağıdır. Ancak baklagillerde bulunan bitkisel formdaki demirin emilimi ve vücutta kullanımı hayvansal kaynaklı demire göre düşüktür.
C vitamini, bitkisel demirin emilimini ve vücutta kullanımını arttırır. Baklagiller salatalar, taze sebze ve meyveler ile birlikte tüketilirse içerdikleri demirin vücutta kullanımı da artar.
Baklagil tüketimi, günlük posa alımınızı destekleyerek, tokluk hissini arttırmaya, iştahı ve porsiyonu kontrol etmeye yardımcı olabilir. Kompleks karbonhidrat ve yüksek posa içeriği ile kan şekerinin istenen düzeyde tutulmasına destek olabilir ve bunun bir sonucu olarak da şeker hastalığı riskini azaltabilir.
Posa, kanda toplam kolesterol ve kötü huylu olarak da bilinen LDL kolesterol düzeylerinin düşürülmesinde etkilidir. Posanın en zengin kaynağı olan baklagiller kan kolesterol düzeylerinin kontrolünde önemli besin gruplarından biridir. Posaya ek olarak baklagillerin bileşiminde bulunan ve antioksidan etki gösteren fitokimyasallar da kalp ve damar hastalıkları riskinin azalmasında rol oynayabilir.
Aminoasit buluşması
Baklagiller ve tahıllar bitkisel protein kaynaklarıdır. Baklagil proteinleri ve tahıl proteinlerinin, insan organizması için esansiyel olan aminoasit içerikleri birbirinden farklılık gösterir. Tahıl proteinleri esansiyel aminoasitlerden lizin, baklagiller ise esansiyel aminoasitlerden kükürtlü amino asitleri sınırlı içerir. Dolayısıyla baklagil ve tahılları bir arada tüketmek, birbilerinde sınırlı/eksik olan esansiyel aminoasitleri tamamlamaya yardımcı olur.
Örneğin kuru fasulye, pilav ve hatta yanında yoğurt olan bir tabak öğünde, esansiyel aminoasitler tamamlanacak ve protein kalitesi de artacaktır. Aminoasitler, metabolizmamız için gereken proteinlerin yapıtaşlarıdır.
Amino asitler protein yapımı, hormon ve nörotransmiter sentezi gibi yaşamsal süreçlerde kritik rol oynarlar. Beslenmeniz yoluyla almanız gereken dokuz temel aminoasit vardır: histidin, izolösin, lösin, lizin, metiyonin, fenilalanin, treonin, triptofan ve valin. Protein sentezi, doku onarımı ve besin emilimi de dahil olmak üzere vücudunuzdaki tüm işlevler için hayati öneme sahiptirler.
Baklagiller nasıl pişirilmeli?
Birçok kişi gaz veya şişkinlik şikayetleri nedeniyle baklagilleri tüketmeyi tercih etmeyebilir. Oysaki baklagilleri hazırlama ve pişirme yöntemlerinde uygulanacak birkaç püf noktası ile bu sorunu önleyebilmek mümkün. Baklagilleri, 4-8 saat kadar suda beklettikten sonra pişirmek, pişirme süresini kısaltabilir ve gaz oluşumunu önleyebilir.
Suda bekletme yani ıslatma, baklagillerde bulunan, demir ve çinko gibi minerallerin emilimini de azaltabilen tanin ve fitat gibi bileşiklerin miktarını azaltmaktadır. Baklagiller önce haşlanıp sonrasında pişirilebilir ancak haşlama suyu dökülürse özellikle B grubu vitaminleri kayıpları ortaya çıkabilir. Baklagilleri hızlı pişirmek için yemek sodası eklenmesi de başvurulan yöntemlerden biridir ancak bu yöntem de başta B grubu vitaminleri olmak üzere besin değeri kayıplarına yol açabilir.