Ezgi Davulcu 34 yaşında. İstanbul Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra 4 yıl bir teknoloji firmasında çalışmış. Şirketteki görevi gereği ölçüm yapmak için tarım arazilerine giden Ezgi, 'ofis yerine tarlada çalışmalıyım' diyerek, yeni bir kariyer yolculuğuna adım atmış. Tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği ile kozmetik ürün yapımı kurslarına katıldıktan sonra, İstanbul'dan memleketi Adana'ya taşınan Ezgi, donanımını artırmak için Çukurova Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bölümü'ne girmiş.
Köyden çıkan kozmetik markası
Okuldayken bir yandan da Yüreğir'e bağlı Çatalpınar Köyü'nde tıbbi bitki yetiştiriciliğine başlayan Ezgi, Lokman Hekim Tıbbi ve Aromatik Bitki Projesi'ne katılarak, köyde 12 dekar alanda aynısefa, adaçayı ve lavanta ekimleri gerçekleştirmiş.
Tarladan elde ettiği ürünlerle doğal krem, losyon ve temizlik malzemeleri üreten Ezgi'nin kurduğu kozmetik markasının ismi ise Mundi Herbal.
Mundi, Latince bir kelime ve anlamı; dünya. Markanın amblemi ise tıbbi ve aromatik bir bitki olan; Mabet Ağacı(Ginkgo Biloba). Bu ağaç, Hiroşima’ya atom bombası atıldığında ölmemesiyle ünlenmiş. Köyde kurulan atölyede, tıbbi ve aromatik bitkilerden katma değerli kişisel bakım ürünleri ve tıbbi bitki çayları üretiliyor.
Aynı zamanda köyde doğal ortamında yetişen kantaron gibi bitkiler de, doğadan toplanarak formüllere ekleniyor. Çoğunlukla köydeki kadın iş gücünün çalıştığı atölyede 50'den fazla ürün üretildiğini anlatan Ezgi, müşterilerinin de çoğunlukla kadınlardan oluştuğunu belirtti. Adana dışına kargo ile ürün gönderdiklerini söyleyen Ezgi, atık oluşturmamak için ürünlerin ambalajında da geri dönüşümlü malzemeleri tercih ettiklerini anlattı.
Tıbbi Aromatik Bitki Yetiştiriciliği nasıl yapılmalı?
Köyde kendi distilasyon ünitelerini kurmaya hazırlandıklarını anlatan Ezgi, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğinin, özellikle sulama imkanı olmayan alanlarda tercih edilebileceği tespitinde bulundu.
Tarım girişimciliği projesi arayışında tıbbi aromatik bitkilere yönelenlerin mutlaka daha geniş alanlarda üretim planlaması yapması gerektiğini aktaran Ezgi Davulcu, "Üretim küçük alanlarda da yapılabilir. Bakımı ve hasadı daha kolay ama eğer hasat edilen bitki, katma değerli ürüne dönüştürülecekse yeteri kadar ürün elde etmek gerekiyor. Küçük alanlarda çok daha az yağ elde ediyorsunuz mesela. Ürün için gereksiniminizi karşılayamayabiliyor. Tarıma yönelen girişimciler 3-5 dekardan ziyade 30-40 dekar gibi büyük alanlarda üretimi düşünmeli." dedi
Adana'da su sorunu
Diğer yandan Ezgi Davulcu, narenciye ve zeytin tarımıyla da ilgileniyor. Köyde yaşamanın İstanbul'a göre çok daha kolay olduğunu ve psikolojik açıdan insana iyi geldiğini anlatan Ezgi'nin en büyük endişesi, su. Çünkü köylerinde içme suyu bile kalmamış. Su kıtlığı nedeniyle sulama imkanlarının günden güne azaldığını belirten Ezgi, çevreye duyarlı üretimin tercih edilmemesi halinde tarımda sürdürülebilirliğin başarılamayacığını düşünüyor.
