Son yıllarda marketlerde hatta Pazar tezgahlarında rastladığımız ejder meyvesi diğer bir adıyla pitaya Türkiye’de tropikal meyve üreticilerinin gözdesi oldu.
Üretimde verimin yüksek olmasından yetiştiriciliğinin kolaylığına, raf ömrünün uzun olmasından, yüksek fiyata alıcı bulmasına ve besin açısından zengin bir içeriğe sahip olması ejder meyvesini üreticilerin gözdesi yaptı. İçi oldukça etli olan ejder meyvenin tanesi bir kiloya kadar çıkabiliyor.
Ejder meyvesi, tek başına tüketilebildiği gibi yapraklarından çay da yapılıyor. Aynı zamanda yaş meyve, kurutulup satılıyor. Ayrıca kozmetik veya ilaç sektöründe de kullanılıyor.
En çok kazandıran tropikal meyve
Türkiye'de ejder meyvelerinin hasat periyodu, genellikle temmuz- ocak ayları arasında yapılıyor. Fidan fiyatının oldukça uygun olduğu ejder meyvesi ile dekara çok rahat bin 600 adet fidan ekilebiliyor.
İlk yıldan itibaren az da olsa meyve alınıyor, ancak asıl verim üçüncü yılda geliyor. Bitki büyükten sonra dekardan yaklaşık 3-4 ton verim alınması mümkün.
İyi bir bakım, oldukça önemli. Su masrafı az, üç günde bir yarım saat sulama, ejder meyvesi için yeterli. Çok fazla toprak gübresi istemeyen, tamamen organik beslemeye dayanıklı bir bitki. Ağaç kaktüs familyasından olduğu için dikenli. Fazla haşere, böcek gelip hastalıklarla rahatsız edemiyor.
Hastalıklar rahatsız edemeyince çiftçi, en çok gideri olan zirai ilaç masrafından kurtulmuş oluyor. Bakımı da buna istinaden daha kolay oluyor.
Üreticiler kışın 20 gün meyvenin susuz kalabildiğini söylüyor. Serada olduğu için mazot masrafı da yok, ancak başlangıçta sera kurarken biraz masraflı olabilir.
Ayrıca ejder meyvesi, muzdan çok daha kolay yetişiyor, gideri az, zirai masrafları yok. Bakımı kolay olan bu meyveyi yetiştirmek oldukça karlı.