Gıda Bülteni Beslenme Mikroplastikler anne sütünde bile var!

Mikroplastikler anne sütünde bile var!

Uzmanlar, anne sütünde bile mikroplastik olduğuna dikkat çekiyor. Bebek biberonlarındaki mikroplastikler de önemli sorun. Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat çağımızın en önemli sağlık sorunlarından mikroplastiklerin etkilerini ve neler yapabileceğimizi anlattı.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Bilindiği gibi son dönemlerin en büyük çevre ve sağlık sorunlarının başında mikroplastikler geliyor. Gözle görülmediği için henüz herkesin farkında olmadığı bu tehlikenin boyutları o kadar arttı ki Pasifik adasında bir ‘mikro plastik adası’ dahi bulunuyor. 

İçtiğimiz su ve tükettiğimiz gıdalar yoluyla vücudumuza giren mikroplastiklerin oranı her geçen gün artıyor. Öyle ki mikroplastiklere en çok su tüketirken maruz kalıyoruz. 
Yine yediğimiz kimi balıkların neredeyse yüzde 50’sini plastik olarak vücudumuza almış oluyoruz.

Maruz kaldığımız oran arttıkça da mikroplastiklerin sağlığımıza verdiği zarara yenileri ekleniyor. 

Yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin vücuttaki hücre ölümünden sorumlu olabildiğini gösteriyor. Bilişsel fonksiyonlarda bozulma, kanser, üreme sağlığı sorunları ve alerjik reaksiyonlar gibi pek çok hastalığın altta yatan nedeni olarak artık vücudumuza giren mikroplastikler gösteriliyor.

Dip balığı tüketimi riski artırıyor

Mikroplastikler hayatımızın her alanında, evimizin içinde, çocuklarımızın günlük yaşantısındaki her adımında yer aldığı gibi maalesef buna bağlı olarak vücudumuzun her bölümüne de işlemiş durumda. En vahimi, artık anne sütünde dahi mikroplastiklere rastlanıyor.

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tamamlayıcı Tıp Uzmanı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, yapılan son çalışmaların; kirlilik ve kullandığımız plastik oranının artmasına bağlı başta deniz canlıları olmak üzere tükettiğimiz pek çok gıda yoluyla mikro plastiğe maruz kaldığımızı belirtti. 

Deniz ürünleri arasında özellikle dip balığı tüketiminin maruziyet riskini artırdığını anlatan Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, mikroplastik kirliliğinin sağlığımıza etkileri hakkında şu bilgileri verdi:
“Vücut sıvılarımızda ilgili yapılan bir çalışmada insan vücudunda beyin sıvısı haricinde, anne sütünde, üreme organlarımız olan
rahmin içerisindeki sıvıda, yumurtalıklarımızda, erkeklerde testis sıvısının içerisinde, safra kesesi sıvısında, kalbimizin ve akciğerlerimizin etrafındaki sıvıda, tiroidimizin çevresinde bulunan sıvıda ve eklem aralığındaki sıvıya kadar vücudumuzun her alanında mikroplastik bulunduğu bildirildi. Bulunduğu bölgede enflamasyon dediğimiz yangıyı artırdığı için de tek başına bile ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı belirtildi.”

Kadınlara ve anne karnındaki bebeğe zararları

Mikroplastikler kadın üreme sağlığında da önemli sorunlara yol açıyor. 

Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat’ın verdiği bilgiye göre anne karnındaki bebekte dahi gelişme geriliğine neden olduğu saptanmış. Doç. Dr. Bahat, mikroplastikler ve kadın sağlığı ilişkisini şöyle özetledi:
“Mikroplastikler başta yumurtalıkların fonksiyonlarına zarar vermekle birlikte erken menopoza, yumurtalık rezervinde azalmaya, östrojen metabolizmasında çeşitli bozukluklara, östrojen dominansına, yumurtalıkların küçülmesine bağlı düzensiz adet görmeye ve rahim duvarında kalınlaşmaya neden olarak ara / dönemsel kanamalara ve lekelenmelere sebebiyet verir. 

Vücut içerisinde çeşitli yapışıklıklar, gebelik döneminde bebeğin eşi olan plasentada fonksiyon bozukluklarına yol açarak bebeklerde anne karnında gelişme geriliğine neden olabildiği gösterildi.”

Bebek biberonlarındaki mikroplastikler önemli sorun

Henüz vücudumuzdan mikroplastikleri tamamen temizleyecek bir sistemin bulunmadığına işaret eden Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, “Bununla birlikte özellikle mikroplastiklerin neden olduğu enflamasyonu azaltmak, vücudun sağlıklı işleyişindeki detoks sistemini harekete geçirmek ve metabolizmamızı tam kapasite kullanmak çok önemli. 

Özellikle bağırsak sağlığının önemi her geçen gün artıyor. Çocuklarda, özellikle bebeklerin kullandığı biberonlardaki mikroplastik oranı arttıkça bağırsak geçirgenliğinin ve bağırsak yüzeyine zarar verme oranının arttığı görülmüş. Bu sebeple mikroplastiği hayatınızda ne kadar fazla tutarsanız buna bağlı olarak vücudunuzdaki başta bağırsaklarınız olmak üzere tüm organlarımızda işlev bozuklukları başlayacaktır. Üstelik ne kadar sağlıklı beslenirseniz beslenin bunu tersine çevirmek mümkün değil.”

Herkesin bir cam şişesi olmalı

Mikroplastiklere en sık su tüketirken maruz kaldığımıza işaret eden Doç. Dr. Bahat, şöyle devam etti:
“Özellikle su tüketirken en yüksek oranda maruz kaldığımız mikroplastik oranını, tek bir cam şişe ile en aza indirebiliriz. Su içerken hepimizin yanında taşıdığı birer cam şişesi olmalı. Böylelikle günlük tükettiğimiz mikroplastik oranını kolayca azaltmak mümkün.

Çocuklarımızda da suluk ve termosları mümkünse cam şişelere çevirmeli, eğer okullarda izin verilmiyorsa en azından gerçekten BPA içermeyen suluk ve biberon kullanımını tercih etmeliyiz.
Günlük yaşamımızda kullandığımız plastik olan tüm ürünleri, özellikle mutfağımızda yiyecekleri pişirdiğimiz ve sakladığımız kaplardan, plastik ve alüminyum folyolara kadar plastik içeren malzemeleri hayatımızdan sırasıyla, kademeli olarak çıkartmalıyız.
Mikroplastik detoksunu deneyin
Gelecekte sağlıklı bir uzun ömür yaşamak istiyorsak sağlıklı besin tüketimi kadar mikroplastik detoksifikasyonu ve buna maruziyetin azaltılması da önemli.
Bunun için alınacak önlemlerin başında plastik kullanımını en aza indirmek ve eş zamanlı olarak vücuttan atılımını desteklemek için bağırsak sağlığımızı korumamız şart. Ayrıca düzenli şekilde dışkılamaya özen göstermek ve böbreklerimiz yoluyla atılımını sağlamak için yeterli miktarda su tüketmeye önem vermeliyiz.”

Mikroplastik nedir?

Mikroplastikler 5 mm ile 1 mikrometre arasındaki boyutlarda olan plastiklere verilen isimdir. Boyutlarından kaynaklı olarak çıplak gözle fark edilmeleri oldukça güçtür.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *