Gıda Bülteni Tarım Gıda ve tarımda dönüşüm nasıl olmalı?

Gıda ve tarımda dönüşüm nasıl olmalı?

TÜSİAD'ın hazırladığı AB perspektifinde tarım ve gıdada rekabetçiliği artırmaya yönelik önerilerde, organik tarım, pestisitlerin azaltılması ve katma değerli ürünlere yönelmek öne çıkıyor.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

TÜSİAD'ın, 'AB Çiftlikten Çatala Stratejisi Perspektifinden Türkiye’nin Tarım ve Gıda Sektörünün Rekabetçiliğini Artırmaya Yönelik Öneriler' raporu, tarımsal üretimde katma değer sağlayacak geleceğe yönelik atılması gereken adımlara yer veriyor.

Prof. Dr. Gökhan Özartan'ın hazırladığı raporda, AB gıda sisteminin sürdürülebilirlikten uzaklaştığına vurgu yapılarak, "AB içerisinde gıda sistemi toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 30’unu üretmekte; biyolojik çeşitlilik kaybının önemli bir tetikleyicisi olarak ortaya çıkmakta; büyük miktarda kaynak israfına neden olmakta, aynı zamanda sağlıksız beslenme alışkanlıklarına ve nihayetinde obeziteye ve ilgili hastalıklara yol açmaktadır" tespitlerine yer verildi.

Bu nedenlerle, tarım ve gıda sisteminin bir dönüşüm geçirmesi ve adil, sağlıklı ve çevre dostu bir yapıya dönüşmesi gerektiğine vurgu yapılan raporda, "Çiftlikten Çatala Stratejisi, pestisitlere ve antimikrobiyallere olan bağımlılığı ve besin kayıplarını azaltarak, organik çiftçiliği teşvik ederek, hayvan refahını iyileştirerek, obezite eğilimlerini tersine çevirerek, gıda israfını azaltarak ve biyolojik çeşitlilik kaybını tersine çevirerek sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişi teşvik etmektedir" denildi. Raporda yer alan Türkiye'ye yönelik öneriler şöyle:

Pestisit takibi ve kalıntı yönetimi

Pestisit takibi ve kalıntı yönetiminin öncelik olması; biyoteknolojik çözümlerin yaygınlaştırılması. Pestisit ve kalıntı yönetimine yönelik hızlı ve uygun maliyetli müdahale mümkündür. Gerek kamu gerekse özel sektör tarafından denetimler yoğunlaştırılmalı ve ilgili mevzuat çerçevesinde tarım ve gıda ürünlerinin pestisit seviyeleri kayıt altına alınmalıdır.

Organik tarım getiri sağlayacak

Organik ve sürdürülebilir üretime geçişin hızlandırılması; sertifikasyon ve izlenebilirliğin ön plana alınması. AB programları organik tarıma sürekli vurgu yapmakta ve AB için dahi yüksek hedefler koymaktadır.

Coğrafi işaretli ürünlere yönelmeli

Organik tarımın yanı sıra iyi tarım uygulamaları, onarıcı tarım (regenerative) uygulamaları ve coğrafi işaretli ürünler gibi hem katma değer yaratan hem de üreticiyi kullandığı kimyasallarda ve doğal kaynak tüketiminde disipline eden yöntemler Türkiye açısından uzun vadede olumlu getiri sağlayacaktır. Benzer şekilde sözleşmeli üretim yapan firmaların da süreci iyileştirmeleri mümkün olacaktır.  

Kimyasal ve enerji kullanımı azalt karbon ayak izini takip et

İklim değişikliğini tetikleyen en önemli unsur karbon salımıdır. Tarımsal üretim (enerji, gübre ve pestisit kullanımına bağlı) boyunca gerçekleşen faaliyetlerin doğa dostu ve sürdürülebilir şekilde gerçekleşmesi için sektörde bilinç artırılmalı.

Katma değerli ve markalı ürünlere öncelik verme

Küresel rekabet açısından tanınan, katma değeri ön plana çıkartan ve gerek AB ürünleri gerekse AB’ye ihracat yapan üçüncü ülkelerin ürünleri ile rekabet edecek katma değerli ürünlere yönelmek rekabetçiliğin artırılması için faydalı olacaktır.
Bu noktada gerekli finansmanın sağlanması, ürünün nitelikli olduğunun vurgulanması, tanıtım ve pazarlamanın etkili bir şekilde yapılması gerekmektedir.

Zeytin ve balda iyi örnekler öne çıkmalı

Temel katma değerli ürünler süt ürünleri, çiğ ya da işlenmiş meyve, zeytin-zeytin yağı ve bal gibi tarım ürünlerinde Türkiye önemli üreticiler arasında yer almaktadır. Bunlara yönelik mevcut başarı örneklerinin çoklanması ve ölçeklendirilmesi mümkündür.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *