Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın et fiyatlarını ucuzlatmak için Uruguay ve Brezilya'dan büyükbaş hayvan ithalatı talimatı verdiğini açıklaması gözleri kırmızı ette yaşanan krize çevirdi.
Kasaplarda kıymanın kilosu 600 lirayı aşarken, fiyat artışının ithalatla önlenmesi stratejisi de tartışma yarattı.
Türkiye ne kadar et ithal ediyor?
Türkiye son yıllarda hayvan varlığı sayısını artırsa da kişi başı yıllık 24 kilograma ulaşan kırmızı et tüketimiyle, zaman zaman et arzında sıkıntı yaşayan bir ülke. Özelikle mera besiciliğinin azalmasının ardından ithal yem bağımlılığının artması, et ve süt üretimin en temel sorunlarından biri.
Kırmızı et arzında ve fiyatlarda sorunlar oluştuğunda da 2010 yılından bu yana sorun ithalatla çözülmeye çalışılıyor. 2010 yılından bu yana et ve canlı hayvan ithalatına ödenen miktar, 11 milyar doları aşmış durumda.
TÜİK'in verilerine göre, Türkiye ortalama yıllık 700-800 milyon dolarlık et ve canlı hayvan ithalatı yapıyor. Kasaplık et ithalatı son 14 yılda 1 milyar 583 milyon dolara ulaşırken, besilik hayvan ithalatına da 5 milyar 438 milyon dolar ödendi. Geçen yıl et ve hayvan ithalatı için ödenen miktar, 1 milyar 382 milyon dolar. 2024 yılının 5. ayına kadar da 584 milyon dolarlık ithalat yapıldı.
Neden et ithal ediyoruz?
Et ithalatı arzın talebe yetişmediği dönemlerde yaşanan fiyat artışlarını önleme gerekçesiyle yapılıyor. Ancak ithalat sonrası et fiyatları sadece kısa bir süre için geriliyor. İthal etlerin piyasaya dağıtılmasından bir süre sonra da fiyatlar tekrar yükselmeye başlıyor.
Devlet adına ithalatı yapan Et ve Süt Kurumu yetkilileri de ithal etleri piyasaya ucuz fiyattan veremediklerini söylüyor. Gazeteci Ali Ekber Yıldırım'a 2024 yılının Haziran ayında açıklama yapan yetkililerin beyanları aynen şöyleydi:
"Birçok kişi karkas eti çok ucuza alıp çok yüksek fiyata sattığımızı iddia ediyor. Hatta 3 Euro’ya aldığımızı söyleyenler var. Bu kesinlikle doğru değil. Söylenen 3 Euro ancak reforme inek eti olabilir. Biz bu eti kesinlikle almıyoruz. Bizim aldığımız et gerçekten çok kaliteli ve fiyatı da ortalama 6,20 Euro.
'İthal eti pahalıya satıyoruz'
Ayrıca ucuz verdiğinizde içerdeki üreticiyi de bitirmiş olursunuz. Dolayısıyla üreticiyi zor duruma düşürmeyecek şekilde bu ithalatın yapılması ve fiyatın oluşması önemli. Çünkü biz eti getirip ucuza da verebiliriz ama ucuz verdiğimizde bu sefer üreticiyi bitirirsiniz. Türkiye’de hayvancılık biter. Bu nedenle eti pahalıya satıyoruz. Eti ucuz verdiğinizde içerdeki üretimi bitirirsiniz kontrolsüz bir ithalat yapıldı geçmişte. Bu da üretime 2010’daki gibi ciddi zarar verdi. Bu nedenle ucuz vermemek lazım."
bakanlığın ‘ithalat çözüm değil’ raporu
Diğer yandan devletin ilgili birimlerinin hazırladığı raporlarda da et ithalatının kırmızı ette yaşanan sorunu çözmekten uzak olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü'nün (TAGEM') 2021 yılında hazırladığı 'Kırmızı Et Sektör Politika Belgesi'nde tespitler şöyle:
"Kırmızı et ithalatı, kırmızı et tüketici fiyatlarını baskılamada geçici bir çözüm yolu olarak başarılı görünse de, orta ve uzun dönemde sorun çözücü bir etki yaratmayacağı açıktır.
Covid-19 salgını ülkelerin gıda konusunda kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek konumda olmalarının gerekliliğini açıkça ortaya koymuştur. Bu sebeple kırmızı et gibi stratejik önem taşıyan bir üründe kendine yeterlilik düzeyinin yüzde 100 olması hatta tüm üretim olanaklarına sahip olan Türkiye gibi bir ülkenin üretim fazlası vermesi beklenmektedir."
9 yıl önce de ‘çözüm değil’ demişlerdi
Yine Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Hayvancılık Genel Müdürlüğü'nün 2015 yılında hazırladığı, Kırmızı Et Stratejisi'nde de şu ifadeler var; "Kırmızı et üretiminin artışında, besi hayvanı materyali temini büyük önem taşımaktadır. Zaman zaman başvurulan et ve besilik hayvan ithalatı, sorunu çözmekten uzaktır. Artan talebi ithalat ile karşılamak da ülkemizdeki üreticiler ve tüketiciler açısından uzun vadede sürdürülebilir bir politika olarak görülmemektedir."