Kahve piyasasında son dönemde yaşanan gelişmeler dikkat çekici seviyelere ulaştı. Yüksek kaliteli arabica çekirdeklerinin New York'ta yaşadığı yüzde 4,7'lik artışla pound başına 3,23 dolara yükselmesi, 1977'den bu yana en yüksek seviyelere ulaşmasına neden oldu. Benzer şekilde, bu yıl içerisinde fiyatlardaki yükseliş yüzde 70'in üzerine çıktı.
Robusta kahve nedir?
Diğer yandan, hazır kahve üretiminde kullanılan daha ekonomik olan robusta çekirdeklerinin Londra vadeli işlemlerinde yaşanan yüzde 7'lik artış, ton başına 5.507 dolara yükselerek yıl başındaki fiyatının neredeyse iki katına çıkmasına sebep oldu. Kahve piyasasındaki bu yükselişler, sektördeki oyuncuları ve tüketicileri yakından takip etmeye yönlendiriyor.
Filtre kahvenin fiyatı 90 liraya yükseldi
Türkiye’de kahve fiyatlarının yurtdışına oranla yüksek olduğunu da aktaran temsilciler, İstanbul’da en düşük kahvenin fiyatı 90 liradan başlarken, Paris’te ise 2.4 euro olarak (87 lira) yer aldığını belirtiyor. Paris’te kahve fiyatları ortalama 2.8 euro olurken, en düşük 2.4 euro, en yüksek 3.5 euro yer alıyor. Kahve fiyatlarındaki bu artışların sektöre etkileri ve gıda fiyatlarındaki genel seyiri hakkında Dünya gazetesine konuşan uzmanların değerlendirmeleri ise şöyle;
Kira gideri yüksek
Türkiye’de kahve sektörünün bu yılın ilk 6 ayında yüzde 13 büyüme gösterdiğini kaydeden Gastronomi Yazarı ve Kahve Danışmanı Cenk R. Girginol, son 2 yılda yüzde 186 büyüdüğünü söyledi. Fiyat artışının ana sebebinin kira, personel maliyeti gibi unsurlar ve döviz kurunun olduğunu belirten Girginol, “Ortalama yüzde 15 ile 20 civarında ilk 8 ay içinde artıştan bahsedebiliriz. Öte yandan sektörde yatırım iştahı devam ediyor.Özellikle yerel zincirler franchise modeli ile büyümeye devam ederken, yeni marka kurulumlarının ve yatırımlarının da sektör içine devamlı dahil olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
İstanbul'daki kahve fiyatları dengesiz
Dali Coffee Co.Genel Müdürü Ahmet Necip Gülel, özellikle İstanbul’daki kahve fiyatlarının, diğer şehirlerle kıyaslandığında önemli bir farklılık gösterdiğini ve bu durumun sektördeki dengeyi bozduğuna vurgu yaparak, “Kahve fiyatlarını etkileyen faktörlerin başında kira maliyetleri, personel giderleri ve ürün reçetesi maliyetleri yer alıyor. Ürün reçeteleri (kahve çekirdeği, süt ve aromalar) hemen her şehirde benzer olsa da kira maliyetleri ve personel giderleri şehirler arasında ciddi farklılıklar gösteriyor. Bu da İstanbul’daki kahve fiyatlarını diğer şehirlerle karşılaştırıldığında önemli bir makasın olduğunu gösteriyor. Örneğin, İstanbul’da bir filtre kahve veya americano fiyatı ortalama 90 TL civarındayken, diğer şehirlerde bu fiyatlar 70-80 TL arasında değişiyor. Bu dengesizlik, sektörde sürdürülebilirlik açısından önemli bir tehdit oluşturuyor” dedi.
“Avrupa’da o paraya kahve satsan adamı döverler”
Türkiye’deki özellikle kira giderlerinden dolayı artan maliyetlere dikkat çeken Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, Avrupa’da 1,20-1,50 euroya satılan kahvenin Türkiye’de bunun kat kat üstüne fiyata satılmasını eleştirdi. Öncel, “Avrupalı o kahveyi günde üç öğün tüketiyor. Milano’nun en ünlü kahvecisinde en fazla 2 euro ödersiniz. Bazı ücra tren istasyonlarında 90 cente de kahve bulabilirsiniz. Bizde fiyatlar ortada. Avrupa’da o fiyata kahve satsan adamı döverler” dedi.
Özel kahve aranıyor
Juan Valdez Türkiye Marka Direktörü Tamer Koçali, kahve sektöründeki büyümenin önümüzdeki 10 yılda da devam edeceğini öngörüldüğünü söyleyerek, “Artık tüketiciler sadece geleneksel zincirlerden değil, yerel kahve kavurucularından da özel kahve deneyimleri arıyor. Kahve, sadece bir içecek değil, bir sosyal deneyim ve yaşam tarzı haline geldi. Bu da sektördeki büyümeyi daha da hızlandırıyor. Bilinçli tüketiciler, nitelikli kahve seçimleriyle düşük kaliteli ürünler sunan markaları doğal olarak eleyecek. Bu da sektörün kalite odaklı bir yöne evrilmesini hızlandıracak” diye konuştu.