Laboratuvar ortamında hazırlanan kültürlü et üretiminde Dr. Gilad Gome tarafından, onların rehberliğinde, Kudüs İbrani Üniversitesi'nin Robert H. Smith Tarım, Gıda ve Çevre Fakültesi'nde yürütülen çalışma ile Aloe Vera bitkisinin yenilikçi bir kullanım alanı ortaya koyuldu.
Aloe Vera laboratuvar etlerinin maaliyetini düşürecek
Çalışmada, Aloe Vera’nın içerdiği doğal bileşenlerin, laboratuvar ortamında yetiştirilen et hücrelerinin gelişimini olumlu yönde etkileyebileceği ve bu sayede daha doğal bir doku ve lezzet profili elde edilebileceği değerlendirildi. Bu yaklaşımın, laboratuvar eti üretiminde maliyetleri düşürerek daha sürdürülebilir ve erişilebilir bir protein kaynağı oluşturma potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor.
Araştırmacılar, Aloe Vera’nın biyoteknolojik uygulamalarda kullanımının, laboratuvar eti üretim süreçlerine yenilikçi bir katkı sağlayabileceğini vurguluyor. Ancak, bu yöntemin ticari ölçekte uygulanabilirliği ve tüketici kabulü konusundaki çalışmaların devam etmesi gerektiği ifade ediliyor.
Bu çalışma, laboratuvar ortamında üretilen etlerin kalitesini artırmaya yönelik alternatif yöntemlerin araştırılmasında önemli bir adım olarak görülüyor ve gelecekte daha sürdürülebilir gıda üretim tekniklerinin geliştirilmesine katkı sağlayacak.
Aloe Vera ile geleneksel etin tadı yakalandı
Aloe Vera en çok tıbbi özellikleriyle bilinse de yapılan çalışmada hücre büyümesini ve yağ gelişimini destekleyen biyouyumlu bir iskele olarak potansiyeli vurgulandı. Oleik asitle birleştirildiğinde, Aloe Vera iskeleleri "lipit parçalarının" oluşumunu kolaylaştırarak alternatif proteinlerin duyusal niteliklerini artırıyor ve bunları geleneksel etin tadına ve dokusuna yaklaştırıyor.

Sentetik maddelere alternatif olacak
Küresel Aloe Vera üretiminin yıllık 300 bin 500 bin metrik ton olduğu tahmin edildiğinden, kültürlü ette kullanımı sentetik iskelelere sürdürülebilir bir alternatif sağlayacak.
Bu doğal yan ürünü biyouyumlu bir iskeleye dönüştürerek, küresel gıda güvenliği ve çevresel zorlukların ele alınmasına yardımcı olabilecek ölçeklenebilir, uygun maliyetli kültürlü et üretimine doğru önemli bir adım atıldı.